Diğer Milli Bayramlar


  Bugün kutlamakta olduğumuz milli bayramlarımız bazen polemiklere konu olmuyor değil. Bir kaç defa çeşitli sebepler ile kutlamaları iptal edilen bayramlarımızın heyecanı günden güne örseleniyor mu yahut o heyecan bir kat daha mı perçinleşiyor? Bu sorunun cevabını bu yazıda veremeyeceğiz. Bir zamanlar kutlanmış, kutlatılmış (!) kutlanması teklif edilmiş bayramları aktaracağız.

            23 Nisan bugün Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır. Malumunuz TBMM'nin açılması hasebiyle çocuk bayramının önünde ulusal egemenlik kelimesini de taşıyor. Ancak ilk
kutladığımız ulusal egemenlik bayramı bu değil. Biliyorsunuz saltanatın kaldırışı 1 Kasım 1922'dir. Saltanatın kaldırılma görüşmeleri de çok çeşit geçmiştir. Bir gün önce başlayan görüşmeler 1 Kasım'ın sabah saatlerinde sona ermiş Adalet ve Şerriye Komisyonu toplantısında Mustafa Kemal meşhur konuşmasını yapmış ve saltanat ile hilafet birbirinden ayrılarak saltanat kaldırılmıştır. Üç gün boyunca bu olayın hararetle kutlanılması üzerine 4 Kasım'da meclise 1 Kasım'ın Hakimiyet-i Milliye Bayramı olarak her sene kutlanılması yönünde önerge verilmiştir. Önergenin kabulünden sonra resmileşen bu bayram bir sene sonra cumhuriyetin ilan edilmesine karşın kutlanılmaya devam etmiştir. Cumhuriyetin ilanının bayram olarak kutlanılması yolundaki karar ise 1926 yılında alınmıştır. 1926'tan 1935 yılında kadar 29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramı, 1 Kasım'da Hakimiyet-i Milliye Bayramı kutlanılmıştır. Günümüzde kutlanılan 23 Nisan bayramı ise meclisin açıldığı 1920 senesinden hemen bir yıl sonra kutlanılmaya başladığını biliyoruz. 1927 senesine gelindiğinde ise Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin[1] savaşın ardından kimsesiz kalan çocuklara yardım amaçlı girişimleri ile 23 Nisan, çocuk bayramı olarak kutlanılmaya başlamıştır. Kurtuluş savaşının sonunda geride kalan yüzlerce öksüz ve yetim çocuk adına yapılan bu güzel girişim daha sonraları dünyaya duyurulacaktır. 1935 senesine kadar 1 Kasım'ın kutlanıldığına yukarıda değinmiştik. Bu tarihte alınan bir kararla Hakimiyet-i Milliye Bayramını, meclisin açılış tarihindeki bayramla birleştirilmesi kararı alındı. Bu kararda en büyük etken iş günü kazanmak olduğu düşünülebilir.

            Bayramlarla ilgili değişiklik sadece bu kadar değil. 1935 senesinde yine alınan bir kararla 18 Mart Zafer bayramı, Şehitleri Anma Günü olarak yapılandırılmasına ve anma günü olarak tertip edilmesine karar verildi. Bununla beraber 30 Ağustos'un zafer bayramı olarak kutlanılması kararı alındı. Bu yıl ki düzenlemeye kadar zafer bayramının ev sahibi Genelkurmay Başkanı iken, Cumhurbaşkanı'nın tabii başkomutan olması
gerekçesi ile bu durum değişmiştir.

            Cumhuriyet'in kuruluşundan sonraki temel ilkelerinden biri ekonomiyi millileştirmektir. Kapitülasyonlardan ötürü denizcilik işletmeleri ve limanlar yabancı firmaların elinde idi. 1 Temmuz 1926'ta çıkarılan Kabotaj Kanunu ile denizcilik işletmeleri ve limanlar millileştirildi. Bir sene sonra ise bu tarih Denizcilik Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Atatürk'ün sağlığında bizzat katılımları ile kutlanan Denizcilik Bayramı, 1939'dan sonra yavaş yavaş Deniz Askeri Lisesi gibi denizcilik okulları ve denizciler tarafından kutlandı. Her ne kadar devlet dairelerinin o gün tatil edilmemesinden ötürü resmi bayram olarak nitelendirilmese de Atatürk'ün sağlığındaki kutlamalara ilişkin haberler incelendiğinde bayramın coşkusu hakkında fikir sahibi olabiliyoruz.

            Yeni bayram teklifleri de siyasi tarihimizle paralel olarak gelişmiştir. Çok partili hayata geçişle beraber ise partiler üstü olarak görülmeyecek bir bayram teklifini görmekteyiz. 1946 yılında kurulan Demokrat Parti, dört sene sonra yapılan 14 Mayıs 1950'de yapılan seçimleri kazanarak iktidara geldi. 27 Yıllık tek parti döneminin sandık ile sona ermesi ve iktidarın sükunetle değişmesi üzerine 14 Mayıs'ın bayram olarak kullanılması teklif edildi. İlk olarak DP listesinden bağımsız seçilen[2] Halide Edip Adıvar  tarafından 14 Mayıs Ulusal Demokrasi Bayramı şeklinde  teklif verdi.[3] Ancak  parti içinde de çok fazla benimsenmeyen bu öneri askıda kaldı.  Sadece 1951 senesi içerisinde DP il teşkilatlarının girişimleri ile kutlanıldı.[4] Miting havasında olduğunu da gazete haberlerinden anlamaktayız. CHP'nin partiler üstü olmayan bu bayramı benimsememesi, ilerleyen yıllarda bir bayram hüviyetinden ziyade DP'nin iktidara gelmesinin yıl dönümü olarak anılmasına yol açtı.[5]

14 Mayıs'ın demokrasi bayramı olarak tutunamamasın ardından bu kez 'Hürriyet ve Anayasa Bayramı' adı altında bir bayram daha görmekteyiz. 1963 senesinde, 1960 darbesinin yıl dönümü olan 27 Mayıs,
bahsettiğimiz isimle bayram olmuştur. 27 Mayıs'ın ardından Milli Birlik Komitesi'nin profesörlere hazırlattığı anayasa, referandum da %60 evet oyu alarak kabul edildi. Gerek kabul edilen anayasanın halk nazarında etkisini korumak, gerek 27 Mayıs'ın meşrulaştırması için 1963 senesinde bayram olarakkutlanılması kararlaştırıldı. İlk yıllardaki kutlamalarda oldukça taraftarı olan 27 Mayıs, zamanla devlet erkanının sade, anıtlara çelenk koyma ritüeline dönüşen bir bayram olmuştur. 12 Mart muhtırasından sonra sık sık gündeme gelen 1961 anayasası tartışmaları sırasında bazı seneler eski canlılığını gösterse de o yıllarda Milliyetçi Cephe Hükümetlerinin vazifede olmadığı yıllara denk gelmesi bir tesadüf müdür bilemiyoruz.  12 Eylül 1980 darbesinin 1961 anayasasını kaldırması ile beraber bu bayramı da yürürlükten kaldırmıştır. Yani bir darbe ile hasıl olan bayram, bir başka darbe ile ortadan kalkmıştır.






[1] Çocuk Esirgeme Kurumu, detaylı bilgi için bkz: Makbule Sarıkaya, Türkiye'de Himaye-i Etfal Cemiyeti, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları,  Ankara 2011

[2]O dönem seçim kanununda, parti üyesi olmadan parti listesinden bağımsız milletvekili olarak seçilme imkanı vardır. Detaylı bilgi için bkz: Ergun Özbudun, 'Seçim Sistemleri ve Türkiye, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt: 44, sayı:1, (1995), s.521-538

[3]Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, c.IV/I, Bilgi Yayınevi, Ankara 1999

[4]Sinan Yıldırmaz, '14 Mayıs Demokrasi Bayramı (!): DP'nin İktidara Gelişinin Birinci Yıldönümü Kutlamaları', Toplumsal Tarih, sayı: 166, s.50-56

[5]Milliyet Gazetesi'nin internet arşivi üzerinden 1951, 1952 1953 senelerinin 15 Mayıs tarihli gazetelerine bakıldığında bu tespit yapılabilir.



Gencay Dergisi'nde (Ekim 2013 sayı:21) yayınlanmıştır